Kripto para sektörünün hacmi en yüksek değerinin neredeyse beşte birine düşmüşken; korku, belirsizlik ve endişe her geçen gün artıyor. Çoğu artık umudunu kaybeden kripto yatırımcılarının aklındaki soru ortak, “yatırdığımız parayı geri kazanabilecek miyiz?”
Tarihi verilere göz atıldığında cevap, çoğu kripto para projesi için maalesef hayır.
Neden Kripto Bu Kadar Popüler?
Bir Saadet Zinciri Gibi İşliyor
Bu bağlamda, kripto paraları bir saadet zincirine benzetmek mümkün, çünkü var olan yatırımcıların para kazanmasının tek yolu, yeni alıcılardan geçiyor. Bu durumu gözlemlemek için fazla uzağa gitmeye gerek de yok, herhangi bir projeyi Twitter’da aratmak yeterli. Son bir yılda %99 değer kaybeden projeleri dahi satın almaya yönlendiren içerikleri hemen görebilirsiniz.
Sosyal medya manipülasyonuna kapılmadan, araştırma yaparak yatırım yapmanın da maalesef bir garantisi bulunmuyor.
Zirveden Yerin Dibine: "Terra Luna Faciası"
NFT Heyecanı Tükendi
Kripto sektöründeki genel güvensizliğin bir diğer nedeni de kullanım alanları. Neredeyse her seferinde rekor fiyata satılan NFT’lerin arkasında bir tanıtım çabası adına birinin kendinden satın aldığı ortaya çıkıyor. Hayranlarını NFT’ler ile manipüle eden ünlülere yönelik hukuki işlemler her geçen gün artıyor. Bütün bunlar sonucunda, NFT’lere duyulan ilgi dibe vurmuş durumda.
İmkanlar Hazır Mı?
Kripto paraların aşması gereken bir başka engel de kullanıcıların hazır olmayışı. Bankamatik sırasında beklediğiniz zamanları hatırlayın. O teknoloji bile birçok insan için karmaşıkken, özel anahtar, kurtarma kodu, özel cüzdan ve diğer birçok kripto teriminin yayılması için gereken süreyi hayal edin. Ayrıca gerekli olan kripto para ATM’leri gibi fiziksel gereklilikler de cabası.
Peki, yatırım yapmanın neredeyse bir zorunluluk olduğu bu günümüzde insanlar ne yapmalı? En güvenli yatırım aracı ne? Hangi varlık şimdiye kadar hiç -bunun altını çizmekte fayda var- değersiz olmadı? Böyle bir varlık var mı?
-Evet var.
Değerli Madenler Değerini Koruyor
Değerli madenler her zaman alıcı buluyor, çünkü sınırlı bir kaynak. Bu yüzden de arz-talep dengesi hep satıcılardan yana oluyor. Gümüş, platin ya da elektronik eşyalarda kullanılan yarı iletken madenler, yatırımcılar için güvenli limanlar olmaya devam ediyor. Tabi, bu madenler arasında tacın sahibi halen yerini kaptırmadı.
Altın. Altın hiçbir zaman değersiz olmadı ve hiçbir zaman da değersiz olmayacak. Son zamanlardaki değer kazanımının yanında, altın her krizde ve her zorlu dönemde yatırımcıların ilk tercihi olduğunu tekrar tekrar kanıtlıyor.
Bir statü simgesi olmanın yanında, teknolojik aletlerin çalışmasındaki gerekliliğiyle de değerini ortaya koydu. Neredeyse tüm ülkelerin rezervlerinde bulundurduğu altına talep her geçen yıl artıyor. Aynı zamanda sınırlı bir maden olduğu için de arz azalıyor ve bu da artan taleple birleştiğinde değerinin yükselmesini sağlıyor.
Enflasyona karşı bir numaralı güvenli yatırım olarak da görüldüğü için, altın özellikle politik belirsizlik dönemlerinde parlıyor. Arka arkaya global krizler yaşadığımız bu günlerde, altına yatırım yapan portfolyoların sayısı her geçen gün artıyor.
Eskilerin arsa alma fikri ile, değerli maden yatırımcılığı temelde aynı fikre dayanıyor. “Toprak al, daha fazla toprak üretilmiyor.” mantrası değerli madenler için de geçerli. Ve bu mantık, halen en kârlı yatırımların anahtarı olmayı sürdürüyor.
Not: (İçerik yatırım tavsiyesi amacıyla oluşturulmamıştır.)